DİĞER
“Peki ya hatırlamak her zaman kurtarıcı meleğimiz miydi? Bazen de azabımızın yegâne sebebiydi. Tıpkı bunca çiçeğin içinde böğrümüze oturan, soluğumuzda düğümlenen hatıraların varlığı gibi…”
"İrfan Yalçın, yoksulluğun, kimsesizliğin ve sevgisizliğin gölgesinde hayatlarını sürdüren roman kahramanlarıyla “küçük insan”ı, 'köşeye sıkıştırılmış' bireyleri anlatır. Onları anlamak için davranışlarının ardında yatan toplumsal koşullara dikkat çekmek ister."
"Okuma yazmayı bilmeden önce ebeveyni ona kitap seçerken, okuryazarlıkla birlikte çocuk kendi seçimlerini yapmaya başlıyor. Okumayı öğrenen çocuk bir eşikten geçiyor ve artık bir okura dönüşmeye başlıyor. Artık kendi edebi seçimlerini yapabilen 7-12 yaş aralığında öne çıkan kitapları sizler için derledik."
"Bir çocuk kitabı sınırları aşmayı, hayallerin gerçekleşebileceğine inandırmayı, ufuk açmayı, duyguları keşfetmeyi kendisine dert edinir. Böylesi özgürlükçü bir ortamda ortaya çıkan eser gelişim kaygısına takıldığında sanat olmaktan çıkar. Sonuç odaklı hale gelir. Yavaşlar. Bilimsel verilerle konuşmak zorunda kalır. Ağırlaşır."
"Nasıl olur, daha geçen gün çalışmıştık! Seansın detaylarını hatırlamaya çalıştım. Ölüm nedenini bilmiyordum ve içimi kemirdi. Bir şey mi atladım endişesi bastı yüreğime. Nefessiz bıraktı. Ani ölümünün intihar kaynaklı olmadığını öğrenince nefesim geri geldi ama içimdeki kurt kemirmeye devam etti. Seans günü, seans saati artık o olmayacak. Ailesi değilim, arkadaşı değilim ama çok başka bir şeyim, başka bir şeydim onun için."
"Barthes annesini 1977’de kaybettiğinde 62 yaşında, kariyerinin zirvesine neredeyse ulaşmış, Fransa’da tanınan bir yazardı. Bu ölümün karşısında bir duygusal felç geçirdi ve neler hissettiğini aktardığı bir yas günlüğü tutmaya başladı. Barthes’ın tuttuğu bu günlüğün en büyük özelliği sadece ruhsal bir hissedişin izini sürmesidir. Günlük neredeyse akıp giden hayata hiç gönderme yapmaz; sadece bir melankolinin, dipsiz bir yalnızlığın ve kendini onarma çabasının seyrini gözler önüne serer."
“Her kayıp, bir yas sürecini de beraberinde getirir. Sigmund Freud’a göre bellek, yas karşısında direnir, çünkü yitirilen sadece bir kişi/nesne değil, insanın o kişi/nesneyle kurduğu ilişkidir aynı zamanda. Yaşanan kayıplardan sonra kişinin hayata sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için bir ‘yas çalışması’na ihtiyacı vardır. Yas süreci bir bakıma ‘öleni öldürme süreci’dir de.”
"Yazı ölüleri diriltmez tabii (zaten geri dönmenin tek ve en arzu edilir yolu dirilmek değildir), ama onlara yer açar; bunu, ölülerin gıyabında, ölüme bir bağlam vererek yapar, ki bu bana göre ölülerin geri gelmesidir, biraz değişmiş ve tabii yer değiştirmiş olarak. Yazı kaybolan anlamı da geri getirmez, ama anlamsızlığa yer açar; bunu anlamın gıyabında, yine anlamsızlığa bir hacim ve boyut vererek, onu bir bağlama oturtarak yapar, yani anlamı da geri getirir bir bakıma."
"Kayıpların yasını tutabilmek kolay değil, ama yazarak da yas tutulabilir. Edebiyat psikanalizden önce de vardı ve adı konmadan, bir ölçüde onun yaptığını yapıyordu zaten."
"Siyaha yakın kahverengiydi, ufacıktı, sesi inceydi. Her yere işiyor, onunla da kalmayıp bir de sürünüyordu marifetini icra ettiği zeminin üzerine. Fark edip de hamle ettiğimizde kara gözlerini şaşkın şaşkın gözlerimize dikiyor, o sırada da vücudundan efil efil idrara bulanmış tüy kokusu geliyordu. Bilenler bilir, tonka fasulyesinin tatlı, vanilya ile acıbadem arası bir kokusu vardır. Bizim Tonka ama, tam bir tezat teşkil ediyordu ismine referans olan malzemeyle."
"Yas geçmiş olana, bir daha gelmeyecek olana hüzünlenmek değildir. Şimdide ve burada tüm mevcudiyetiyle var olmak, berk olmak, sabit ve sağlam olmak demektir. Umut ve istenç, aşk ve sevgi ancak böyle mümkündür. Yas yitirmek değil, bilakis yaratmak ve kazanmak için temel histir."
"Devlet dersinde öldürülenler için yas mekanizmaları da feshedilir. Yani ölüm, felsefi ve ontolojik bir mesele olduğu kadar, siyasi ve ideolojik bir meseledir de. Yaşam politikası gibi, devletlerin bir de ölüm-politikası vardır ki bazılarının ölümü ‘ölüm’ bile sayılmaz. Antigone’de Kreon’un yaptığı gibi, bazılarının ‘yasının’ tutulmasına da izin verilmez."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık